Cuma, Nisan 26, 2024

kadın

KadınMakaleler

Bir Açıklama; Eyvah, aile parçalanıyor! – Leyla Aslan

Konuşmacı bu dağılmayan ailenin nedenini silikleştirerek dağılmaya yüz tutan aileleri
sorunsallaştırıyor. Bunu etik kaygısıyla yapıyor. Ama aslında tüm istediği burjuva sınıfın
sömürüsünü kolaylaştıran istikrarlı toplumun bozulmaması. Çünkü kapitalizm alarm veriyor. Artık
istikrar sağlanamıyor ve onlarda parçalanan, atomize topluma tutkal olmaya çalışıyorlar. Ama
zaman akıyor. Tutkallar elde patlayacak.

Read More
KadınSeçtiklerimiz

Kadınların zulası ve teşhirden sonrası – Ceren Güneş

Yine de teşhir, kadına dönük şiddete görünürlük kazandırıyor; böylece kadına dönük şiddetle mücadele bilince çıkıyor, kadınlar arası cesaret ve dayanışma gelişiyor diyebiliriz. O zaman da görünür kılmak üzerine düşünmemiz gerekir. Bir şeyin herkeslerce bilinmesi onun görünürlük kazanması demek değildir. Teşhir başlıklarıyla açılan sayısız sosyal medya hesapları, sayısız protesto çağrıları oluyor. Ancak oradaki fotoğrafta görünür olan, gösterilen şey kadının hapsedildiği bu erkek egemen dünyanın, kadın üzerindeki tahakkümün mekanizması araç ve kurumları, an’daki uygulayıcıları ve bütün bunlar arasındaki ilişkiden ziyade, mağdur ve kurban olan bir kadın figürden öteye gitmiyor. Devletin hukuk düzeninde yasalar suçlu-mağdur üzerinden işler. Bu hukuk burada da herhangi bir kesintiye uğramaksızın söylemini sürdürüyor. Gelinen noktada, şiddeti doğuran mekanizmaların görünür kılınmasından çok, kadınların kendisi, bedenleri, duyguları, yaşamları izlenen hale gelmeye başladı. Denklemi ezilenin ta kendisi, ortaya koyduğu politik mücadele ile kurmadığı sürece ezilenler mağdur/kurban olarak ancak bir magazin nesnesi olurlar. Denklem ne zaman ki ezilenlerin mücadelesi ile yeni baştan kurulursa, o vakit nesne, politik özneye dönüşür. Tam da bu noktada politik mücadele imdadımıza yetişir.

Read More
KadınMakaleler

Kendi hikâyemizi anlatmak için bir başlangıç – Leyla Aslan

Üstelik herkes evlerinde otururken eve ulaşan tek bilgi medyadır ki medya çoktan burjuvanın elindedir. Ve artık maruz kaldığımız onların hikâyesidir. Bizimse elimizde kalan sosyal medya oluyor. Sosyal medya ise Gezi’deki ve Arap Baharındaki tözünü taşısa da şimdilerde (teşhirleri ayrı bir yerde tutmak gerekmekte) bireylerin en özel alanlarını paylaşmayı kendine vazife edindikleri bir alan haline gelmiştir. Ve sonra onca tartışmadan nitelikli tek bir sonuç çıkmamaktadır. Kadınların, LGBTİ+ bireylerin sokak ortasında öldürüldüğü bir ülkede tartışmamız akademik alan tartışmalarına tıkanıyor.

Read More