Ölüm maçı – Erdal Şahin
Rusya Ukrayna savaşının başlaması ardından çeşitli yapılardan açıklamalar geldi. Bazıları akıl tutulmasıydı. Hiçbir ilertutar yanı olmayan bir barış savunusu veya Rusya işgalini haklı çıkaracak cinsten açıklamalar… Her iki görüşü de kısaca irdeleyelim. NATO’nun, Rusya’ya yakın ülkelere ileri karakollar kurması, Rusya’yı kuşatma harekatı, Rusya’nın emperyalist olduğu ve emperyal çıkarları doğrultusunda Ukrayna’yı işgal ettiği gerçeğini değiştirmez. Her ne kadar Putin bu saldırının bir işgal değil, Neo-nazileri temizleme operasyonu olduğunu söylese de Rusya emperyal amaçlarla Ukrayna’da işgalcidir. Öte yandan komünistler, Donbass bölgesinde çoğunluğu Rus olan halkın anadilini bile yasaklayan, birçok katliamı gerçekleştiren, Neo-nazilerin toplanma noktası haline gelen, NATO’nun son toplantısında belirginleşen Çin ve Rusya’yı çevreleme ve kuşatma stratejisi doğrultusunda Rusya’ya karşı ABD/NATO üssü olma adımlarını atan sağcı-faşist Ukrayna devletinin savunusunu da asla yapamaz. Kuru kuruya yapılan barış anlatıları ise masaldır. Kapitalist sistemin krizi ve dolayısıyla savaşlar, emperyalizmin yasasıdır. Bunu Lenin, Emperyalizm kitabında, çok net bir şekilde anlatır. Lenin’in 1. Emperyalist Dünya Savaşı sırasında yaptığı tahliller, bugünün dünyasında da geçerlidir. Emperyalist kapitalist sistem sürekli bunalımlara, yeniden paylaşım savaşlarına gebedir. Çünkü kim eşitsiz gelişim gereği sıçrama yaptıysa, o, pazardan payı ister, diğer emperyalist ülkeler ise onu engellemeye çalışır. Komünistlerin tarafı emperyalistlerden emperyalist beğenmek veya ne idüğü belirsiz bir barış anlatısı yapmak değildir. Komünistler, gerçek barışın ancak emperyalistlere karşı, devrimci enternasyonalizm temelinde yapılacak bir savaş ile galip gelebilirsek olacağını bilir. O yüzden bizim tarafımız, Neo-nazilere, NATOcu Ukrayna devletine karşı duran Ukraynalı komünistlerinin tarafıdır. İçeride halklara özgürlük yoksunluğundan, yoksulluk ve sefaletten başka bir şey sunmayan, dışarıda emperyal hayaller doğrultusunda yayılmacı bir çizgi izleyen oligarkların Rus devletine karşı, kendi ülkesinin yürütücüsü olduğu emperyalist savaşa karşı çıkan Rusya komünistlerinin tarafıdır. Devrimci enternasyonalizm temelinde dayanışacaklarımız, Rus ve Ukraynalı komünistler, emekçi halklardır.
Unutulmamalıdır ki devrimcilik kazanan ata, popüler politikaya oynama meselesi değildir. Emperyalizme karşı enternasyonalizm ilkesi her şart altında şaşmaz bir ilkedir. Dünya komünistleri olarak bugün maddi toplumsal bir güç oluşturarak enternasyonalizmin altını dolduramasak da, ete kemiğe bürüneceği günler yakındır.
***
Televizyonda, internette Ukrayna’daki savaş görüntü ve haberlerinden, analizlerinden geçilmiyor. Elbette bunları takip ediyoruz. Ama ben savaş ve Ukrayna söz konusu olduğunda filmi geriye sardım. Kafamda capcanlı olan Ukrayna karasine odaklandım.
Ukrayna’da devrimci damar güçlüdür. Bunu anlamak için, bugün Neo-Naziler’in giderek güçlendiği Ukrayna’nın geçmişini hatırlamakta fayda var. Ne zaman Ukrayna adını duysam, zamanında Ulaş Adalı (Gökhan Taşyakan) yoldaşın üzerine yazı yazdığı “ölüm maçı” aklıma gelir. Şimdi arşivlerde Ulaş yoldaşın yazdığı yazıyı bulamasam da çeşitli kaynaklardan okuduğum maçın hikayesi, hemen hemen aynı etkiyi bırakır. Ukrayna-Rusya savaşı ile birlikte yine o meşhur Start – Flakelf maçı aklıma geldi. Elbette Ukrayna’da komünistlerin geçmişi bir maç hikayesinden ibaret değildir ancak bu maç anıştırdıkları ile birlikte oldukça çarpıcıdır.
O zaman kısaca bu maçın hikayesini hatırlayalım.
2. Dünya Savaşı günlerinde, Nazi orduları 22 Haziran 1941’de Ukrayna’yı işgal eder. Ukrayna’nın işgali ile birlikte tüm takımlar gibi Dinamo Kiev de dağılır. Sezon yarıda kalır. Futbolcular ise ya göç etmiştir ya da çeşitli işlerle uğraşmaya başlamıştır. Zamanla işgalin normalleşmesiyle, çoğunluğu eski Dinamo Kiev’li futbolculardan, az bir kısmı Lokomotiv Kiev ve Spartak Odessa’lı futbolculardan oluşan Start futbol takımı kurulur. Start, rakip tanımaz bir takımdır. Önüne geleni farklı skorlarla yenmektedir.
Start takımının bu başarısı Alman ordu birliklerinin de ilgisine mazhar olur. Alman ordusunun en güçlü takımı Flakelf, Start’a maç yapmayı teklif eder. İlk maç, 5-1 Start’ın üstünlüğü ile sona erer. Üstün ırk iddiasındaki Naziler yenilgiyi kabullenemez ve 3 gün sonrası için bir maç daha teklif ederler. Tribünler dahi Nazi işgali altındadır. Öyle ki hakem de Nazi subayıdır. Maçtan önce Startlı futbolcular tehdit edilir. 2. maçın ilk yarısı Start’ın 3-1 üstünlüğü ile sona erer. Devre arasında Naziler “eğer galip gelirseniz, sonuçlarına katlanırsınız” minvalinde oyuncuları tehdit ederler. Ancak sonuç değişmez. Hiçbir hile hurda, tehdit kar etmez. Maç, Start’ın 5-3 üstünlüğü ile biter. Hatta maç sonuna doğru, Startlı futbolcu Klimenko, çalımlarla Flakelf kalesi önüne kadar getirdiği topu, kaleye doğru vurmak yerine orta sahaya doğru vurunca 90 dakika tamamlanmamasına rağmen hakem maçı bitirir.
Start’ın takım kaptanı Nikolay Truseviç’in çıktıkları son maçın devre arasında dediği gibi “Bazı şeyler ölmeye değerdir.” Maç sonrası Naziler, sözlerini yerine getirir ve Startlı futbolcular galibiyetin sonuçlarına katlanırlar. Çoğu tutuklanır ve toplama kamplarında katledilir.
***
Kapitalist-emperyalist sistemin krizi ve bu krizden çıkış arayışları emekçi halklara açlık, yoksulluk, ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmiyor. Artık mücadele ettiğimiz kapitalist-emperyalist sistemin şiddeti daha da yalınlaşıyor. Bu yalınlaşma yaşandıkça mücadele dinamikleri de düne göre daha fazlasıyla ortaya çıkıyor. Devrimcilerin ise bu durumu değerlendirmeleri için kendi ölüm maçlarına hazırlanmaları gerekiyor. Nasıl ki 1. ve 2. Emperyalist Dünya Savaşı yıkım ve vahşetin yanısıra devrim dinamiklerini açığa çıkardıysa bugün de aynı türden emperyalist paylaşım savaşları, devrim dinamiklerini hareketlendirecektir. Ancak bu dinamikleri belli bir hedefe, yani sosyalizme doğrultabilmek için bizim iki yönden “ölüm maçı”mıza hazırlanmamız gerekiyor. Birincisi bu öncelikle kendimizle yapacağımız bir “ölüm maçı”dır. Bu her türden eskinin dogmalarını öldürmek ve günün ihtiyacı temelinde hareket edecek, konumlanacak bir pratiği ve politikayı açığa çıkarma çabası olmalıdır. En basitinden, yukarıda verdiğimiz kuru bir barış masalını veya Rusya işgalini haklı çıkartan türden zihniyete karşı bir “ölüm maçı”nı yapmalıyız. İkinci “ölüm maçı” ise başta kendi burjuvazimize ve dünya emperyalist güçlerine karşı kurulacak direniş ekseninde[1] verilecek mücadeledir. Ancak birinci maçı ne kadar iyi oynarsak ikinci maçı kazanma şansımız artar. Bu ikisi birbirinden bağımsız değildir.
Emperyalizm çağı bir savaşlar çağıdır. Emperyalizm, “kapitalizmin en yüksek aşaması”dır. Yani kapitalizmin emperyalizmden sonrası yoktur. Emperyalizmden çıkış, ancak devrimci enternasyonalizm temelinde güçlü bir savaş verirsek sağlanabilir. Aynı şekilde insan onuruna yakışır bir barış da ancak o vakit sağlanır.
Kapitalizm “çürümeye” ve “can çekişmeye” devam ediyor. Kapitalizm can çekişmeye devam ederken, daha da saldırganlaşıyor. Tersten ise sosyalizmin ete kemiğe bürüneceği dinamikler, daha da belirginleşiyor. Biz bu dinamikler üzerinden devrimci çıkışı örgütleyeceğiz.
27 Şubat 2022
[1]Emperyalist kapitalist güçler arasında yaşanan çelişki ve çatışmalarda safını Rusya ve Çin’in başını çektiği bloktan yana yapanların bu bloğa yapmış olduğu bir güzelleme değildir bizim direniş eksenimiz. İşçi sınıfı ve ezilen halkların, ezilenlerin mücadele birliğini oluşturan eksendir.