Salı, Mayıs 21, 2024

Yazar: genclikkomunleri

KadınKomünlerin Sesi

Faşizmde Kadın Mücadelesi; İstanbul Sözleşmesi – Fatma Deniz

İstanbul Sözleşmesi eylemlerine genel bir eleştiri getirmek ve içinde bulunduğumuz cins kırımına karşı, devrimci adımlar atabilmek için öncelikle sorun tespiti yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’ni politikalarının ana odağı haline getiren hareketlerin son süreçteki eylemlerinin alışılmış eylem tarzlarının tekrarı haline geldiği ve bu durumun kitleyi pasifize ettiği maalesef aşikârdır. Sorunun çözümüne yönelik tam anlamıyla bir cevap bulmak yalnızca bir yazı ile mümkün olmayacaksa da bu yazı, yaratmaya çalıştığımız devrimci tartışma düzlemi için bir adım olarak görülmelidir.

Read More
HaberlerKomünlerin Sesi

Açıklama: Birleşik Gençlik Mücadelesinde Özne Olarak Meclisleri kurmaya!

Yalnızca bir eylem birliğine değil devrimci ilkeler ile örgütlenmiş bir taban birliğine vurgu yapıyoruz! Üniversitelileri, liselileri, genç işçileri ve işsizleri özgürleştirecek, kapitalizmi yıkacak ve Komünist Devrim için bu coğrafyanın bütün ezilenleri birleşerek herkesin özneliği ve özgünlüğü ile adalet arzusunu eyleyecek birleşik bir formunun inşa sürecinde özneleşeceğiz!

Read More
Ana SayfaHaberler

Gençlik Örgütleri 1 Mayıs’ı değerlendiriyor!

Farklı perspektiflere sahip olsak da sokaklarda, okullarda, meydanlarda omuz omuza direndiğimiz gerçeği bize şu gerçeği de sunmaktadır; anlaşabileceğimiz her odakta anlaşabilir, uzlaşmayacağımız her odakta da tartışabiliriz. Biz de bu esastan yola çıktık ve “şimdilik örtük” bir tartışma denklemi yaratmış olmayı hedefleyerek omuz omuza direndiğimiz arkadaşlarımıza yani Gençlik Örgütlerine bir soru yönelttik. Korona sürecinde gerçekleşecek ikinci 1 Mayıs’a giderken, bir gençlik hareketi olarak önümüzdeki 1 Mayıs’ı nasıl değerlendiriyorsunuz?” Bu soru ile günü eyleme ve geleceği inşa etme çabamızda bizim için çok kritik bir önemde duran birlik ekseninde yoldaşlaşma isteğimizin ilk adımını gerçekleştirmiş bulunmaktayız.

Read More
KadınSeçtiklerimiz

Kadınların zulası ve teşhirden sonrası – Ceren Güneş

Yine de teşhir, kadına dönük şiddete görünürlük kazandırıyor; böylece kadına dönük şiddetle mücadele bilince çıkıyor, kadınlar arası cesaret ve dayanışma gelişiyor diyebiliriz. O zaman da görünür kılmak üzerine düşünmemiz gerekir. Bir şeyin herkeslerce bilinmesi onun görünürlük kazanması demek değildir. Teşhir başlıklarıyla açılan sayısız sosyal medya hesapları, sayısız protesto çağrıları oluyor. Ancak oradaki fotoğrafta görünür olan, gösterilen şey kadının hapsedildiği bu erkek egemen dünyanın, kadın üzerindeki tahakkümün mekanizması araç ve kurumları, an’daki uygulayıcıları ve bütün bunlar arasındaki ilişkiden ziyade, mağdur ve kurban olan bir kadın figürden öteye gitmiyor. Devletin hukuk düzeninde yasalar suçlu-mağdur üzerinden işler. Bu hukuk burada da herhangi bir kesintiye uğramaksızın söylemini sürdürüyor. Gelinen noktada, şiddeti doğuran mekanizmaların görünür kılınmasından çok, kadınların kendisi, bedenleri, duyguları, yaşamları izlenen hale gelmeye başladı. Denklemi ezilenin ta kendisi, ortaya koyduğu politik mücadele ile kurmadığı sürece ezilenler mağdur/kurban olarak ancak bir magazin nesnesi olurlar. Denklem ne zaman ki ezilenlerin mücadelesi ile yeni baştan kurulursa, o vakit nesne, politik özneye dönüşür. Tam da bu noktada politik mücadele imdadımıza yetişir.

Read More
Makaleler

Bir sanat ekolü olarak yaşamak – Bedri Yılmaz

Yollarımız ayrı düşmemelidir! İstediğimiz yaşamı gerçekleştirmemizin tek koşulu yaşamı birlikte inşa etmekten geçiyor ya da başka bir ifade ile yaşamı birlikte anlamlandırmaktan. Tabi ki öznelliğimizi unutmadan. Her birimizin birlikte yaşamı örgütlemeye dair özgün çabası, onlara ve hissettirdikleri buhran haline karşı bizleri güçlü kılacak tek şeydir. Çok bulanık geliyorsa basitleştirelim. Baş kaldırmalıyız!

Read More